7 Ekim 2008 Salı

Kırlangıç

Kırlangıcın biri, bir adama asık olmuş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röleli tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tik. Tik. Tik. Adam cama bakmış. Ama içeride kendi isleriyle uğraşıyormuş. Biraz meşgulmüş! Kimmiş onu isinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç!

Heyecanlı kırlangıç, telasını bastırmaya çalışarak, derin bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış.

"-Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçin ini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yasayalım". Adam birden parlamış.

"-Yok, daha neler? Durduk yerde sende nerden çıktın simdi? Olmaz, alamam" demis. Gerekçesine pek sersemceymiş.

"Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana asık olur mu?"

Kırlangıç mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha sansını denemiş:

"Adam, adam! Hadi aç su pencereyi. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam!".

Adam kararlı, adam ısrarlı:

"Yok, yok ben seni içeri alamam" demiş. Biraz daha kabalaşmış ve lafı kısa kesmiş.

"İşim gücüm var, git başımdan". Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş:

"Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç su pencereyi al beni içeri. Yoksa sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yasarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak ben de sen de yalnızız, yalnızlığını paylaşırım" demiş.

Bazıları gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş.

"-Ben yalnızlığımdan memnunum" demiş. Kuştan onu yalnız bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca basını önüne eğmiş, çekip gitmiş. Aradan zaman geçmiş. Adam önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş:

"-Hay benim akılsız başım."demiş.

"-Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karsıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Simdi böyle kös kös oturacağıma keyifli bir vakit geçirirdik birlikte."

Pişman olmuş olmasına ama is isten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş: "Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Bende onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim" diye düşünmüş ve çok uzunca bir süre, sıcakların geçmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, baksa kırlangıçlar gelmiş ama... Onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş! Gelen baksa kırlangıçlara sormuş ama gören olamamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki;

"Kırlangıçların ömrü 6 aydır..."

Hayatta bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez elinize geçer ve değerlendirmezseniz uçup gider. Hayatta bazı insanlar vardır, sadece bir kez karsınıza çıkar ve değerini bilmezseniz kaçıp giderler. Ve asla geri gelmezler. Dikkatli olun... Farkında olun... Ve bir düşünün bakalım acaba siz bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovdunuz?

Hiç yorum yok: