7 Ekim 2008 Salı

Mermer yontucusu

Bir zamanlar dağda, kızgın güneşin altında, mermer taşlarını yontmaktan bezmiş bir mermer yontucusu varmış...



-"Bu hayattan bıktım artık... Yontmak! Devamlı mermer yontmak... Öldüm artık! Üstelik bir de bu güneş, hep bu yakıcı güneş! AH! Onun yerinde olmayı ne kadar çok isterdim, orada yükseklerde herşeye hakim olur, ışınlarımla etrafı aydınlatırdım..." diye söylenir dururmuş yontucu.



Bir mucize eseri olarak dileği kabul olmuş ve yontucu o an güneş oluvermiş. Dileği kabul edildiği için çok mutluymuş. Fakat tam ışınlarını etrafa yaymaya hazırlandığı sırada ışınlarının bulutlar tarafından engellendiğini fark edince...



-"Basit bulutlar benim ışınlarımı kesecek kadar kuvvetli olduklarına göre, benim güneş olmam neye yarar!" diye isyan etmiş... "Mademki bulutlar güneşten daha kudretli bulut olmayı tercih ederim..." demeye kalmadan hemen bulut olmuş... Dünyanın üzerinde uçmaya başlamış, oradan oraya koşuşup, yağmurlar yağdırmış, fakat birdenbire ortaya çıkan rüzgâr bulutları dağıtmaya yetmiş.



-"Ah, rüzgâr geldi beni dağıttı, demek ki en kuvvetlisi o. Öyleyse ben rüzgâr olmak istiyorum..." diye karar değiştirmiş bu sefer...



Ve dünyanın üzerinde esip durmuş, fırtınalar estirmiş, tayfunlar meydana getirmiş. Fakat birdenbire önünde kocaman bir duvarın ona mâni olduğunu görmüş... Çok yüksek ve çok sağlam bir duvar... Bu bir dağmış...



-"Basit bir dağ beni durdurmaya yettiğine göre benim rüzgâr olmam neye yarar..." diye düşünmüş... Bu sefer de dağ oluvermiş... Ve o anda bir şeyin ona durmadan vurduğunu hissetmiş... Kendinden daha güçlü olan, onu içinden oyan şey... Bu küçük bir mermer yontucusuymuş...

Hiç yorum yok: